Peren♡

  Herkese MERHABA !    Karantina günleri nasıl gidiyor? Hepimiz gibi bende 17.günümde sıyırmak üzereyim. İlk 10 gün her şey çok güzeldi, kendime vakit ayırmak çok iyi geldi. Ama zaman geçtikçe; dışarı çıkamayacağını bilmek mental sağlığımı bozmaya başladı ve tükenmişlik hissi arttı. Neyse şikayet etmiyorum evde olmaktan çünkü çalışmak zorunda olan insanlara haksızlık yaptığımı düşündürüyor.     Hazır herkes evdeyken ülkemizin birçok tarihi değerini bende araştırıp paylaşmak istedim. Hangisinden başlayacağımı seçmek gerçekten çok zor oldu ama Ayasofya'nın İstanbul'un ve hatta dünyanın en önemli yapılarından biri olması ay rıca ziyarete gittiğimde beni fazlasıyla etkilemiş olması sebebiyle ilk burayı seçtim. Aslında ülkemizde maalesef ki kendi dijital platformlarında detaylı anlatımlarla çok fazla müzelerimizi, tarihi yapılarımızı göremiyoruz. Dünya genelinde şuan birçok müze, sergi ve tarihi yapı sosyal platformlarda anlatımlar yaparak bilgi edinmemizi kolaylaştırıyor fakat Türk

  Herkese uzun bir aradan sonra kocaman bir MEEER HA BA!  Hepimizin ve tüm dünyanın gündeminde olan Coronavirus sebebiyle evden çıkmama kuralına bende uyup ailemle birlikte sosyal mesafeyi korumaya çalışıyoruz. Sadece kendimiz için değil etrafımızdakilerin sağlığını da riske atmamak için ekstra özen göstermemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Hepimiz evlerimize yiyecek ve içecek stokluyoruz, dezenfektan ve kolonya ile yaşıyoruz, devamlı şekilde her yarım saatte bir ellerimi yıkayıp, telefonumu temizliyorum. Zaten titizlik konusunda takıntılı biriydim şimdi yattığım yerde bile bilgisayarı falan siliyorum siz düşünün.  Neyse tüm herkesin önümüzdeki günlerle beraber daha bilinçli olması gerektiğini ve farkındalığının atmasını diliyorum.Bugün bu süreçte neler yapıyorum ve yapacağım onları size aktaracağım, evde sıkılmamak için hem fiziksel hem ruhsal olarak kendimizi doyurabileceğimiz neler yapabiliriz hadi birlikte fikir alışverişinde bulunalım.                            Bild

Herkese merhaba!  Bugün size son dönemlerde ilgimin yoğun olduğu 'Sanat Tarihi'yle alakalı yüzeysel bilgiler aktarmak istedim. Öncelikle gündelik hayatımızda sanat hemen hemen herkesin hayatının bir köşesindedir. Resim, müzik, edebiyat, dans veya çizim.. Ama bir şekilde hayatımızdadır. Sanat aslında yaratıcılığın ve hayal gücünün yansımasıdır.  Sınır tanımayan ve kalıba sokulamayan varoluşsal bir tanımı peki ben nasıl aktaracağım? Ben sizler için belli bir ana başlık seçtim: Resim Sanatı ve damga vuran ressamlar :) 1-PABLO PİCASSO                      25 Ekim 1881'de İspanya'da dünyaya gelmiştir.Ünlü sanatçı kendisi gibi resme ilgili olan ve resim öğretmenliği yapan babanın oğludur. Resim öğretmeni bir babanın oğlu olmasından ve belki de resme gerçekten yetenekli olan Picasso genç yaşta resimle uğraşmaya başlamıştır. 20.yy'ın en üretken sanatçılarından biri olarak anılıyor ve Guiness Rekorlar Kitabı'na göre 13.500 resim, 100.000 baskı, 34.000 kitap resm

  Herkese merhaba!   Yazın ortalarında olsakta herkes tatil planlarına devam ediyor. Bu yaz benim için fazlasıyla akademik olarak yoğun ve dolu geçtiği için tatili biraz ertelemek durumunda kaldım. Tabiki bu sürede trendleri araştırıp sizler için dolabınıza doğru yatırımları yapmanızı sağlayacak ufak bilgilendirmeler yapacağım.  Daha önceden yaz modası ve plaj modasıyla ilgili yazdığım yazıları okuyabilirsiniz artı olarak ekleyeceğim şeyler de olacak tabiki.   Bu sezon bence en çok dikkat çeken parçalar net olarak aksesuarlar: Hasır&Bambu çantalar, şeffaf bantlı sandalet ve terlikler. Her sezon göz alıcı ve dikkat çekici birkaç trend parça oluyor. Geçen yaz Birkenstock terlikler aşırı trend iken şuan Nomadic Republic sandalet ve Havaianas terlikler hep var olmasına rağmen çıkıştalar. Bir diğer çıkış yapan parça ise küt burunlar.. Hiç beğenmesemde küt modelleri, Bottega Veneta özgün ve farklı tasarımıyla deride ne kadar ustalaştığını kanıtlıyor ve karşı koyamadım. Ha

                                                          Hoşgeldiniz!  Her hafta farklı konu başlıklarıyla hem kendimi hem sizi bilgilendirecek  yazılar yazıyorum ama bu hafta farklılık yapıp daha kendimle ilgili bir şeyler yazmak istedim.  Hepimizin hayatında dönem dönem kendini eksik ya da tam hissettiği zamanlar olmuştur. Keyif aldığı veya hiçbir şeyden keyif almadığı... Her sene farklı insanlarla tanışıp farklı hayatlara yolculuk açanlar, yıllarca aynı arkadaş gruplarıyla olanlar, dost zannettikleri ama olmayanlar, hatalar ve doğrular... Birçok anı birçok yıl hep geride kalıyor. Bazı insanlar da bu yolda bizimle devam ederken, bazıları kendilerine yeni yollar çizip bizden ayrılıyor. Bazılarına kırılıyoruz, bazılarını kırıyoruz. Ama hep büyüyüp hep ders çıkarıyoruz. En azından ben böyle yapıyorum.  2019 yılı ise benim için büyük ihtimalle kendimi en iyi hissettiğim , belkide tamamlanmış ve ne istediğini daha çok bilen biri haline büründüğüm, büyüdüğüm bir yıl oldu; olmaya

 Hoşgeldiniz!  17 sene boyunca İstanbul'da yaşayan ve daha sonrasında memleketim olan Bursa'ya taşınan biri olarak buranın bana göre en güzel mekanlarını sizler için derledim.   Bursa yemek kültürü bakımından çok geniş yelpazeye ve gerçekten her damak için uygun alternatife sahip bir şehir. Gerek tarihi gerek kültürel birçok enfes yeri mevcut. Öncelikle Bursa denilince akla ilk gelen şey tabiki 'İskender' biliyorum.  1- İskender Efendi Konağı Botanik Park'ın içinde yeşillik ile buluşan tarihi bir Konak! 19.yy sonlarında Mehmet oğlu İskender Efendi'nin Bursa Kayhan Çarşısı'ndaki bir dükkanda başlayan macerası şuanda birçok şubeye ulaşmış durumda. Kendi çiftliklerinde besledikleri hayvanları sadece tercih eden bir mekandır. Bol tereyağlı, enfes sunumu ile göz ve karın doyuran bir menüye sahipler. Ramazan'da menülerinde verilen şerbetleri ise efsane! Yediğim en iyi iskender ise buradadır. 2- Zennup 1844 Eker Meydanı'nda