SANATA DAMGA VURAN 5 RESSAM


Herkese merhaba!

 Bugün size son dönemlerde ilgimin yoğun olduğu 'Sanat Tarihi'yle alakalı yüzeysel bilgiler aktarmak istedim. Öncelikle gündelik hayatımızda sanat hemen hemen herkesin hayatının bir köşesindedir. Resim, müzik, edebiyat, dans veya çizim.. Ama bir şekilde hayatımızdadır. Sanat aslında yaratıcılığın ve hayal gücünün yansımasıdır.

 Sınır tanımayan ve kalıba sokulamayan varoluşsal bir tanımı peki ben nasıl aktaracağım? Ben sizler için belli bir ana başlık seçtim: Resim Sanatı ve damga vuran ressamlar :)

1-PABLO PİCASSO


                    

25 Ekim 1881'de İspanya'da dünyaya gelmiştir.Ünlü sanatçı kendisi gibi resme ilgili olan ve resim öğretmenliği yapan babanın oğludur. Resim öğretmeni bir babanın oğlu olmasından ve belki de resme gerçekten yetenekli olan Picasso genç yaşta resimle uğraşmaya başlamıştır.

20.yy'ın en üretken sanatçılarından biri olarak anılıyor ve Guiness Rekorlar Kitabı'na göre 13.500 resim, 100.000 baskı, 34.000 kitap resmi, 300 heykel ve daha birçok seramikler çizimler yapmıştır. 1973'de eserlerinin toplam değerinin 750 milyon dolar olabileceği tahmin edilmektedir. Sanat dünyasına çığır açan Kübizm akımının temsilcilerinden biridir. Kübizm nedir? Plastik sanatlarda XX. yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan, doğa biçimlerinin olduğu gibi yansıtılması gerekmediğini, onun plastik bir olgu olarak görülmesi gerektiğini öne süren, nesneleri geometrik biçimlerle yansıtan, yaratıcıları arasında Braque, Picasso gibi sanatçıların bulunduğu bir sanat akımı.

(Ağlayan Kadın)

(Saçlarını Tarayan Kadın)



2- SALVADOR DALI

                                       
 Sürrealist ressam Salvador Dali 11 Mayıs 1904'te, İspanya'nın Figueres kentinde doğdu. Kendisinden 9 ay önce sindirim yolu iltihabından ölen 3 yaşındaki abisinin ismini almıştı: Salvador...

 Salvador, ölen kardeşine ikizi kadar benziyordu. Ailesi, bu şok ölümü Dali'ye anlatıyor; ilk Salvador'un mezarına götürüyor ve onu bir ayna olarak görüyordu. Salvador Dali bu yüzden küçük yaşta kimlik sorunu yaşıyor, kendisini ailesine kanıtlamak için histeri krizleri geçirip teatral hareketlerde bulunuyordu.1973'te hiç tanımadığı kardeşi hakkında şöyle yazdı: "Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu... Babamın sevgisinin bu sınırları, yaşamımın ilk günlerinden itibaren çok büyük bir yara oldu benim için."

 1926'da Paris'te Picasso ile tanıştı. Sonraki birkaç yıl Picasso etkisi, Dali'nin resimlerinde net bir şekilde görülebilecekti. Sadece resim alanında değil heykel, fotoğraf ve film alanlarında da isminden söz ettirmeyi başarmıştır.1940'ta Dali ve Gala, bütün Avrupa'ya yayılmaya başlayan II. Dünya Savaşı'ndan kaçarak ABD'ye gitti.1942'de 'Salvador Dali'nin Gizli Hayatı' isimli otobiyografisini yayınladı.1945-1946 yılında Walt Disney ile birlikte 'Destino' isimli filmin yapımında çalıştı. Bu film 2003 yılında 'en iyi kısa animasyon filmi' dalında Oscar kazandı.Yine aynı yıl, Hitchock ile birlikte 'Spellbound' filminde beraber çalıştı.

 10 Haziran 1982'de Salvador Dali'nin çok sevdiği karısı, menajeri, modeli ve ilham perisi Gala hayatını kaybetti. Gala'nın ölümünden sonra Salvador Dali yaşam isteğini kaybetti ve resimden soğumaya başladı. Son yıllarında çok az eser veren Salvador Dali, 23 Ocak 1989'da hayatını kaybetti.

(Belleğin Azmi)

(Penceredeki Kız)

(Yeni İnsanın Doğuşunu İzleyen Jeopolitik Çocuk)


3-VINCENT VAN GOGH 

 30 Mart 1853’te Hollanda'da doğan art izlenimci ressam. Her zaman içine kapanık ve yalnız bir çocuk olan Gogh katı bir anne,rahip bir baba ve mürebbiye tarafından büyütüldü. Daha sonra uzun yıllar yatılı okullarda okudu. 20 yaşlarda tanıştığı ve aşık olduğu kız tarafından reddedildi. Bunun ardından büyük depresyon yaşadı ve yanında olan tek dostu kardeşi Theo idi. Theo ile olan mektuplaşmaları Amsterdam’da Van Gogh müzesinde de sergilenmektedir.

 Fransa'da pek çok ünlü sanatçı ile tanışmıştır. Yaşamında büyük bir öneme sahip olan kişi ise kırklı yaşlarına kadar başarılı bir borsacıyken, işi gücü bırakıp ressam olmaya karar veren Gouguin'dir. Döneminin en önemli sanatçılarından olan Gouguin de sanat ticaretine ve galerilere karşı sert tutum içerisindeydi. Van Gogh adeta Gouguin'i tanrı olarak görüyordu. Gouguin bir eserinde Van Gogh'u adeta bir uzaylı gibi resmetmiştir. İlk bir kaç hafta tatlı rekabet ve hoş bir sanat havası hakimdi. Ancak giderek sohbetler tartışmaya dönüşmüştür. Gouguin, Vincent'in anlayışına ters resimler yaparak can sıkıcı olmaya başlamıştı, bir akşam Vincent ve Gouguin şiddetli bir tartışmanın içerisine girdiler. Ve Vincent elinde bir jiletle Gouguin'in üzerine yürüdü. Yaşamının tehlikede olduğunu fark eden Gouguin apar topar bir otelde geçirdi o geceyi. Ertesi sabah eşyalarını almak için Van Gogh'un evine gittiğinde kalabalığın evin önünde toplandığını gördü, ortalık kan içindeydi çünkü jiletle kendi kulağını kesmişti.

 Bu olayın ardından yakınlardaki bir akıl hastanesine kendi isteği ile yatmıştır. Orada ziyaret ettiği başak tarlalarını çizerek kendisini aşıyor ve Sarı rengini muazzam kullanmaya başlıyor. Bu süreçte çizdiği ve tüm kuramları yıkan eserleri aslında 'Çağdaş Sanat'ın başlangıcıydı. Fakat kimse onun dehasının farkında değildi ve yağlı boya ustasının son yıllarıydı.Vincent 1890 yılının 27 Temmuz'unda her zaman resim yapmak için gittiği, başak tarlasının ortasında, karnına bir kurşun sıktı 2 gün sonra yaşama veda etti.


(Yıldızlı Gece)

(Buğday Tarlası ve Kargalar)

(Arles'teki Yatak Odası)

(Kulağı Bandajlı Otoportre)


4-LEONARDO DA VINCI

 Leonardo di ser Piero da Vinci 15 Nisan 1452'de Floransa'da doğdu. İlkokulda iyi derecede aritmetik ve geometrisi olan aynı zamanda resim çizen da Vinci'nin yeteneklerini babası fark etti.
 1485-1490 seneleri arasında doğa, mekanik, geometri, uçan makineler, kilise, kale ve kanal yapımı gibi alanlarda faaliyet gösterdi. Tüm bunların yanı sıra anatomi çalışmaları yaptı ve talebeler yetiştirdi. İlgi alanı geniş olduğu için eserlerini bir türlü bitiremeyen Da Vinci 1499'da Milano'yu terk etti ve 16 yıl boyunca İtalya'da seyahat etti. 'Mona Lisa'yı bu dönemde yapmaya başladı ve tabloyu tamamladıktan sonrada yanından hiç ayırmadı.Tablo, Rönesans kadın portresinin ilk örneği olarak tanınır. Portre şüphesiz Floransa'da 1503'te başlamıştı. Floransa'daki Gantrardini'nin eşi Francesco del Giocondo adındaki Florentine kumaş tüccarının karısı olduğu düşünüldü.
 1516 yılında Kral 1. Francis'ten Fransa'nın baş ressam, mühendis ve mimar olmak için davet aldı. Bu davete icabet eden da Vinci, Papa'nın yasakladığı insan anatomisini incelemeyi bıraksa da insan organizmasına, çalışma kurallarını merak ettiği mükemmel bir makine olarak yaklaşmıştır.
 Leonardo da Vinci, 2 Mayıs 1519'da 67 yaşındayken Ambois'teki evinde yaşamını yitirdi. Son sözleri ise "Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişmediği için Tanrıyı ve insanlığı gücendirdim." olmuştur. Ambois'teki Saint Florentin Kilisesi'nde toprağa verilmiştir.


(Mona Lisa)

(Son Akşam Yemeği)

(Anghiari Savaşı)

5- MICHELANGELO
 
 İtalyan Rönesans dönemi ressam ve heykeltraş Michelangelo 1475’de Floransa Cumhuriyetine bağlı Caprese’de doğdu. Genç yaşta, hümanist Francesco da Urbino’nun yanında dilbilim okumak için Floransa’ya gönderildi. Ancak, okula hiç ilgi göstermedi ve kiliselerdeki resimleri kopyalamaya çalıştı. 

“Gerçek sanat eseri, ilahi mükemmelliğin gölgesinden başka bir şey değildir.”
 1534 yılında ise, Papa III. Paulus, Michelangeloya, Sİstine Kilisesinin duvarlarını bir Kıyamet Günü canlandırması yapma görevi verir. Sistine Kilisesinin sunak bölümündeki duvara, Kıyamet Günü tasvirini yapan Michelangelo, bu günlere kadar ünü uzanan Meryemin Göğe Yükselişi, İsanın Vaftizi ve Musanın Hükmü fresklerini ustalıkla tamamlar.
18 Şubat 1564 tarihinde, 88 yaşında iken dünyaya veda eden başarılı ressam ve heykeltıraş, hayatının son yıllarını Romada bulunan Aziz Peter Kilisesi’nin mimarı olarak geçirmiştir. Yaşamı boyunca kendi tarzı ile eserler veren Michelangelo, resimlerindeki doğallık, gerçekçilik ve perspektif ustalığının yanı sıra; onlarca resim, fresk ve heykele hayat vermiş Roma’nın yeniden inşa edilmesinde ve düzenli bir şehir kurulmasında büyük emek harcayarak mimarlık alanında da adından söz ettirmiştir.
  Kendi döneminde Michelangelo kadar ünlü, Rafael ve Leonardo da Vinci gibi isimler en önemli sanatçılardandır.

(Davut)

(Sistina Şapeli Tavanı)

(Kıyamet Günü)

 Zaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim :)












Yorumlar

Popüler Yayınlar

KARDASHIAN AİLESİ NASIL BU KADAR ZENGİN VE ÜNLÜ OLDU?

10 FAVORİ OJEM (SONBAHAR-KIŞ)

BURSA'DA GİDİLECEK 10 MEKAN

İLK BLOG YAZIM! NASIL KARAR VERDİM?